Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde 3 maçlık galibiyet serisi sonrası bu akşam RAMS Park’ta U.S. Gilloise’i ağırladı.
Ancak maalesef beklenen galibiyet gelmedi: 0-1 mağlup olduk. Rakip ekipte Promise David 57. dakikada fileleri havalandırdı.
Bu sonuçla Galatasaray’ın Devler Ligi’ndeki 3’lü galibiyet serisi sona erdi.
Maç genelinde topu daha çok kontrol eden, oyun kurmaya çalışan ve baskı kuran taraf bizdik. Pozisyonlar bulduk, direğe isabetli şut ve etkili ataklar oldu.
Ortadan kanatlara ve orta sahaya kadar iyi yerleşim, zaman zaman pozitif pas trafiği. Özellikle orta saha ve yaratıcı hatta kontrollü oynamaya çalıştık.
Torrera ve Icardi gibi isimlerin varlığı hâlâ avantaj — şampiyonlar ligi gibi büyük arenada bu tip tecrübeli oyuncuların olması önemli. Icardi de maça hazır olduklarını, “herkesten elinden geleni yapmasını” beklediklerini vurgulamıştı. Ama mac esnasında ıstenılen ortaları ve pasları almayan İcardi oyunda hic bir varlık gösteremedi.
Rakip savunmayı yırtacak ve sonucu getirecek bitirici vuruşlar eksikti.
Özellikle Victor Osimhen ve Yunus Akgün gibi isimlerin sakatlıkları hissedildi; takım gol bulamadı.
57. dakikada gelen golde savunma ve organizasyon anlamında zafiyet vardı. Bu, Şampiyonlar Ligi gibi seviyelerde cezayı çabuk kesen hatalardan biri oldu.
Tam kadro da olsak, yaratıcılık veya farklı çözümler sunabilecek alternatifler sınırlı kalmış gibi göründü.
Rakip dirençliydi, bizim de plan B için fazla hamle yoktu.
Bu mağlubiyet çok büyük bir çöküş değil ama Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi gibi yüksek kalibreli turnuvalarda hâlâ "bitiricilik problemini" çözemediğini gösteriyor.
Bugünkü skor, kadro derinliği ve sakatlıkların oluşturduğu yükü de bir kez daha gözler önüne serdi.
Galatasaray hâlâ potansiyeli olan, kaliteli oyuncuları olan ve rakip üzerinde baskı kurabilen bir takım. Ama Şampiyonlar Ligi gibi turnuvalarda sürdürülebilir başarı için hem kadro derinliği hem de “bitiricilik + savunma disiplini” dengesi şart.
Bu olmayınca gecıcı basarılar saman alevi gıbı parlayıp sönüyor.
Kısaca Sampıyonlar liginde ilk 24 sansımız devam edıyor.
Yeterki umudumuzu kaybetmeyelim
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Mehmet Gürhan
Bu mağlubiyet umutları kaybettirmesin
Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde 3 maçlık galibiyet serisi sonrası bu akşam RAMS Park’ta U.S. Gilloise’i ağırladı.
Ancak maalesef beklenen galibiyet gelmedi: 0-1 mağlup olduk. Rakip ekipte Promise David 57. dakikada fileleri havalandırdı.
Bu sonuçla Galatasaray’ın Devler Ligi’ndeki 3’lü galibiyet serisi sona erdi.
Maç genelinde topu daha çok kontrol eden, oyun kurmaya çalışan ve baskı kuran taraf bizdik. Pozisyonlar bulduk, direğe isabetli şut ve etkili ataklar oldu.
Ortadan kanatlara ve orta sahaya kadar iyi yerleşim, zaman zaman pozitif pas trafiği. Özellikle orta saha ve yaratıcı hatta kontrollü oynamaya çalıştık.
Torrera ve Icardi gibi isimlerin varlığı hâlâ avantaj — şampiyonlar ligi gibi büyük arenada bu tip tecrübeli oyuncuların olması önemli. Icardi de maça hazır olduklarını, “herkesten elinden geleni yapmasını” beklediklerini vurgulamıştı. Ama mac esnasında ıstenılen ortaları ve pasları almayan İcardi oyunda hic bir varlık gösteremedi.
Rakip savunmayı yırtacak ve sonucu getirecek bitirici vuruşlar eksikti.
Özellikle Victor Osimhen ve Yunus Akgün gibi isimlerin sakatlıkları hissedildi; takım gol bulamadı.
57. dakikada gelen golde savunma ve organizasyon anlamında zafiyet vardı. Bu, Şampiyonlar Ligi gibi seviyelerde cezayı çabuk kesen hatalardan biri oldu.
Tam kadro da olsak, yaratıcılık veya farklı çözümler sunabilecek alternatifler sınırlı kalmış gibi göründü.
Rakip dirençliydi, bizim de plan B için fazla hamle yoktu.
Bu mağlubiyet çok büyük bir çöküş değil ama Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi gibi yüksek kalibreli turnuvalarda hâlâ "bitiricilik problemini" çözemediğini gösteriyor.
Bugünkü skor, kadro derinliği ve sakatlıkların oluşturduğu yükü de bir kez daha gözler önüne serdi.
Galatasaray hâlâ potansiyeli olan, kaliteli oyuncuları olan ve rakip üzerinde baskı kurabilen bir takım. Ama Şampiyonlar Ligi gibi turnuvalarda sürdürülebilir başarı için hem kadro derinliği hem de “bitiricilik + savunma disiplini” dengesi şart.
Bu olmayınca gecıcı basarılar saman alevi gıbı parlayıp sönüyor.
Kısaca Sampıyonlar liginde ilk 24 sansımız devam edıyor.
Yeterki umudumuzu kaybetmeyelim