Ay Yıldızlılar Coştu: Dünya Kupası Yolunda Gümbür Gümbür Geliyoruz
Yazının Giriş Tarihi: 14.10.2025 23:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.10.2025 23:55
Türk futbolu yeniden ayağa kalkıyor. Tribünlerde bayraklar dalgalanıyor, statta yankılanan marşlar bir kez daha o çok özlediğimiz ruhu geri getiriyor. 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri’nde A Milli Takımımız, sahada yüreğini ortaya koyarak bir kez daha milletin göğsünü kabarttı. Kocaeli’de Gürcistan’ı 4-1’le geçen Milliler, “biz bu turnuvaya gitmeye değil, damga vurmaya geldik” mesajını tüm dünyaya duyurdu.
İki Maçta 10 Gol: Hücumda Fırtına, Savunmada Duvar
Ay-yıldızlılar, bir önceki maçta Bulgaristan’ı 6-1’le geçmişti. O karşılaşma aslında sinyali vermişti: bu takım sadece kazanmak için değil, futbolun keyfini geri getirmek için oynuyor. Gürcistan karşısında da aynı enerji, aynı disiplin, aynı coşku vardı.
Maçın başından itibaren rakibi boğan bir pres, topu kaptığında hızlı geçişler, kanatlarda bitmek bilmeyen bir tempo… 16. dakikada Kenan Yıldız’ın klas golü perdeyi açarken, Merih Demiral’ın iki golüyle fark büyüdü. 35. dakikada Yunus Akgün’ün bitiriciliği ise adeta “bu iş burada bitti” dedi. Gürcistan’ın tek golü sadece istatistikte yer aldı; sahada kontrol hep bizdeydi.
Takım Olmanın Gücü
Bu galibiyetlerin en güzel tarafı sadece skor değil, oyun disiplini. Herkesin sahada bir görevi var, herkes birbirine güveniyor. Savunmada sert, hücumda yaratıcı, orta sahada diri bir Türkiye var artık.
Teknik ekibin planı net: presle başla, oyunu rakip yarı sahaya yık, fırsatı bulduğunda affetme. Bu plan sahada tıkır tıkır işliyor. İki maçta 10 gol atmak, sadece bir tesadüf değil; sistemli bir emeğin ürünü.
Ruh, İnanç ve Hedef: 2026
A Milli Takım sadece futbol oynamıyor; bir hikâye yazıyor. Her pas, her koşu, her golde “Dünya Kupası aşkı” hissediliyor. Uzun süredir bu kadar inançlı, bu kadar kenetlenmiş bir Türkiye izlememiştik.
Şimdi sırada 15 Kasım’da oynanacak Bulgaristan rövanşı var. Eğer bu oyun temposu ve mücadele ruhu sürerse, Ay-Yıldızlılar sadece gruptan çıkmakla kalmayacak, 2026 Dünya Kupası’nda da adından söz ettirecek.
Bu takım genç, dinamik ve inanç dolu. Tribünlerin sesi, sahadaki emekle birleşince ortaya bir tek şey çıkıyor: gurur.
Ay-Yıldızlılar coştu, Türkiye kenetlendi.
Ve şimdi, hep bir ağızdan söylüyoruz:
“Dünya Kupası yolunda gümbür gümbür geliyoruz!”
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hasan Basri Karadeniz
Ay Yıldızlılar Coştu: Dünya Kupası Yolunda Gümbür Gümbür Geliyoruz
Türk futbolu yeniden ayağa kalkıyor. Tribünlerde bayraklar dalgalanıyor, statta yankılanan marşlar bir kez daha o çok özlediğimiz ruhu geri getiriyor. 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri’nde A Milli Takımımız, sahada yüreğini ortaya koyarak bir kez daha milletin göğsünü kabarttı. Kocaeli’de Gürcistan’ı 4-1’le geçen Milliler, “biz bu turnuvaya gitmeye değil, damga vurmaya geldik” mesajını tüm dünyaya duyurdu.
İki Maçta 10 Gol: Hücumda Fırtına, Savunmada Duvar
Ay-yıldızlılar, bir önceki maçta Bulgaristan’ı 6-1’le geçmişti. O karşılaşma aslında sinyali vermişti: bu takım sadece kazanmak için değil, futbolun keyfini geri getirmek için oynuyor. Gürcistan karşısında da aynı enerji, aynı disiplin, aynı coşku vardı.
Maçın başından itibaren rakibi boğan bir pres, topu kaptığında hızlı geçişler, kanatlarda bitmek bilmeyen bir tempo… 16. dakikada Kenan Yıldız’ın klas golü perdeyi açarken, Merih Demiral’ın iki golüyle fark büyüdü. 35. dakikada Yunus Akgün’ün bitiriciliği ise adeta “bu iş burada bitti” dedi. Gürcistan’ın tek golü sadece istatistikte yer aldı; sahada kontrol hep bizdeydi.
Takım Olmanın Gücü
Bu galibiyetlerin en güzel tarafı sadece skor değil, oyun disiplini. Herkesin sahada bir görevi var, herkes birbirine güveniyor. Savunmada sert, hücumda yaratıcı, orta sahada diri bir Türkiye var artık.
Teknik ekibin planı net: presle başla, oyunu rakip yarı sahaya yık, fırsatı bulduğunda affetme. Bu plan sahada tıkır tıkır işliyor. İki maçta 10 gol atmak, sadece bir tesadüf değil; sistemli bir emeğin ürünü.
Ruh, İnanç ve Hedef: 2026
A Milli Takım sadece futbol oynamıyor; bir hikâye yazıyor. Her pas, her koşu, her golde “Dünya Kupası aşkı” hissediliyor. Uzun süredir bu kadar inançlı, bu kadar kenetlenmiş bir Türkiye izlememiştik.
Şimdi sırada 15 Kasım’da oynanacak Bulgaristan rövanşı var. Eğer bu oyun temposu ve mücadele ruhu sürerse, Ay-Yıldızlılar sadece gruptan çıkmakla kalmayacak, 2026 Dünya Kupası’nda da adından söz ettirecek.
Bu takım genç, dinamik ve inanç dolu. Tribünlerin sesi, sahadaki emekle birleşince ortaya bir tek şey çıkıyor: gurur.
Ay-Yıldızlılar coştu, Türkiye kenetlendi.
Ve şimdi, hep bir ağızdan söylüyoruz: